Bombaların gölgesinde, yıkılmış binaların arasında, gözyaşlarıyla yoğrulan bir Ramazan daha geride kaldı. Gazze’de hayat, bir takvim yaprağının daha düşmesiyle değil; bir çocuğun gözündeki tebessümle, bir annenin duasıyla, bir iftar sofrasının kurulmasıyla ilerliyor.
UMDE gönüllüleri olarak, bu yıl da Ramazan ayının bereketini Filistinli kardeşlerimizle paylaşmanın sorumluluğunu yüreğimizde taşıdık. Ramazan boyunca düzenli olarak sürdürdüğümüz iftar yardımlarımızın sonuncusunu, Ramazan’ın son günü olan Arefe’de gerçekleştirdik.

Gazze’nin savaşla yoğrulmuş yorgun sokaklarında bir kez daha iftar sofraları kuruldu. Arefe günü, sadece takvimdeki bir son değil; aynı zamanda dayanışmanın, merhametin ve ümmet bilincinin yeniden vücut bulduğu mübarek bir gündü.

Sıcak yemekler dağıtıldı, çocuklara iftarlıklar ulaştırıldı, yaşlıların ellerinden tutuldu. Dualar sofralara karıştı. Her tabakta yalnızca yemek değil; umut, sevgi, kardeşlik vardı. Çünkü biz biliyoruz ki: “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlunun sevabı kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
(Tirmizi, Savm 82)
Bu bilinçle hareket ettik; çünkü mükâfatı sadece insandan değil, Allah’tan umuyoruz.
UMDE gönüllüleri olarak, Gazze’deki kardeşlerimizin yanında olmaya, onların yalnız olmadığını hissettirmeye devam edeceğiz.
Bu iftar, bir kapanış değil. Arefe günüyle birlikte bir başlangıç… Kurban Bayramı’na adım attığımız bu günde, yardımlaşmanın, paylaşmanın ve dua etmenin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anladık.
Dualarınızla güç buluyor, desteklerinizle iyiliği büyütüyoruz.
Gazze için, ümmet için, insanlık için…