fbpx

Din, İlim Talebeleriyle Ayakta Durmaktadır

Kur’ân-ı Kerîm’de birçok âyet-i kerîmede “Allah (Celle Celâluhû) yolunda olanlar” övülmüş ve faziletleri vurgulanmıştır. Zekâtın verileceği sınıfların belirtildiği âyet-i kerîmede, “Allah yolunda bulunan” kimseler arasında özellikle ilim yolunda olan âlim ve talebeler müfessirler tarafından dikkat çekilmiştir.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), ilim yolunun üstünlüğünü şöyle ifade etmiştir: “Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Yalnızca Allah’ı zikretmek, O’na yaklaştıran şeyler, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır.”
İmâm-ı Rabbânî (Kuddise Sirruhû), talebelere yardım etmenin önemini bir mektubunda şu şekilde dile getirmiştir:
“İlim talebelerine ve tasavvuf ehline yardım etmek üzere bir miktar para gönderdiğinizi yazmışsınız. İlim talebelerini tasavvuf ehlinin üzerine takdim etmeniz güzel olmuştur, zira gerçekten öyledir. Zahiren de bâtınen de ilim talebeleri tasavvuf ehlinin önünde gelir. ‘Her kabın içinde olan dışarıya sızar’ denmiştir.”
İlim talebelerinin tasavvuf ehlinden önde tutulması, İslami ilimlerin ilerlemesine katkı sağlar. Çünkü ilim talebeleri, nebevî şeriatın taşıyıcıları ve bekçileridir. Muhammed Mustafa (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’in dini, ilim talebeleriyle ayakta durmaktadır.

Allah Yolunda Bulunanlara Yardım Etmenin Önemi

Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Kendi kusurlarıyla meşgul olup başkalarının kusurlarını araştırmayan, helal yoldan kazandığı serveti infak eden, fıkıh ve hikmet ehliyle arkadaşlık eden, zillet ve günahtan sakınan cennete girer. Nefsini zelil edene, ahlâkını güzelleştirene, gizli yönlerini düzeltene, halktan kötülüğü uzaklaştırana cennet vardır. İlmiyle amel edene, servetini Allah yolunda harcayana, sözünü ölçülü tutana, sünnet-i seniyyeye uyan ve bid’atlerden kaçınan cennet vardır.”

İlim Taşıyanlar, Hudut Bekleyen Mücahidler Gibidir

İmâm-ı Gazâlî, ilim taşıyan kimseleri İslam devletini koruyan mücahidlere benzetmiş ve durumu şöyle açıklamıştır:
“İlim taşıyanlar, İslam’ın sınırlarını koruyan askerlere benzerler. Tıpkı Allah yolunda savaşan ve nöbet tutan gaziler gibidirler. Kimisi savaş meydanında harp eder, kimisi harp edenlere yardımcı olur, kimisi ise ordunun ağırlığını, hayvanlarını ve yiyeceklerini bekler. Bu kimselerin hiçbiri, Allah’ın dinini yüceltmekten ayrılmadıkça cihad sevabından mahrum kalmaz.”

Talebelerin Yetişmesine Katkıda Bulunun

Din, ilim talebeleri ve âlimler sayesinde ayakta durmaktadır. Toplum, bu değerli kimselerin yetişmesine hem maddi hem de manevi destek vermelidir ki İslam’ın ilmi mirası gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarılabilsin. Bu doğrultuda ilim taliplerine yönelik önemli çalışmalar yapan UMDE’nin faaliyetlerine katkıda bulunarak, ilim ve irfan yolunun aydınlanmasına yardımcı olabilirsiniz.